Çevresel Sürdürülebilirlik

Çevresel Sürdürülebilirlik

TAV Havalimanları sürdürülebilirliği iş stratejisine entegre ederek havacılık sektörünün çevresel dönüşümünde aktif rol alma kararlılığını ortaya koymaktadır.

Airports for Trust bildirgesinde yer alan ortak taahhütlere paralel olarak; iştirakler tarafından döngüsel ekonomi prensipleri ile uyumlu, atık yönetimi ve karbonsuzlaşma süreçlerinde iyileştirmeler içeren çevre programları oluşturulmuştur.

TAV Havalimanları iklim krizi ile mücadele ve enerji yönetimi odak alanı kapsamında, taahhütlerini yerine getirmek üzere, işlettiği havalimanlarında yer hizmetleri operasyonlarının da dahil olduğu Sera Gazı Yönetim Sistemlerini işletmektedir.

Havalimanı ve yer hizmetleri bazında hazırlanan sera gazı envanterleri ISO 14064-1 uluslararası standardına göre bağımsız denetim şirketi tarafından her yıl doğrulanmakta ve tescil edilmektedir. Doğrulama kapsamında, TAV Havalimanları’nın yanma kaynaklı emisyonları (Kapsam 1), enerji kaynaklı emisyonları (Kapsam 2) ve havalimanları genelindeki paydaşların Kapsam-1 ve Kapsam-2 emisyon hesapları da (Kapsam 3) değerlendirilmektedir.

Sera gazı envanterinin oluşturulması, ölçülmesi, izlenmesi, azaltılması ve nötr hale getirilmesi aşamalarını kapsayan yönetim sistemleri aynı zamanda ACI Europe Havalimanı Karbon Akreditasyonu (Airport Carbon Accreditation) programı kapsamında sertifikalandırılmaktadır.

TAV Havalimanları 2022 yılında işlettiği tüm havalimanlarını ACI Europe Havalimanı Karbon Akreditasyonu Programına dahil etmek üzere gereken taahhüdü vermiş, çalışmaları başlatmıştır, mevcut durumda sürecin işleyişi tüm havalimanları için başlamış bulunmaktadır. TAV’ın Türkiye’de işlettiği tüm havalimanları programa katılmıştır.

Havalimanı karbon akreditasyonu konusunda ACI ile yapılan iş birliğinin yanı sıra üyesi olduğumuz Sürdürülebilir Kalkınma Derneği  ve BM Küresel İlkeler (UNGC) ile birlikte sürdürülebilirliğin farklı boyutlarında (döngüsel ekonomi, çeşitlilik kapsayıcılık vb.) ortak çalışmalar yürütülmektedir.

İş dünyası ve sürdürülebilir kalkınma amaçları arasındaki köprüyü kurmak ve iş dünyasının sürdürülebilir kalkınmadaki rolünü güçlendirmek amacıyla TÜSİAD, Türkonfed ve UNDP tarafından oluşturulan Hedefler için İş Dünyası Platformu üyesidir.

Türkonfed tarafından AB Yeşil Mutabakatı’nın “emisyonları azaltırken iş imkanları yaratmak ve yaşam kalitesini artırmak” amacına paralel olarak, yeşil dönüşüm alanında farkındalığı artırmaya, konsensüs geliştirmeye ve projeler tasarlamaya yönelik çalışmalar yapmak üzere oluşturulan “Yeşil Dönüşüm Komisyonu” üyesidir.

Düşük karbonlu teknoloji ve altyapı yatırımlarıyla çevresel taahhütlerini destekleyen TAV Havalimanları’nın İstanbul Havalimanı’nda bulunan yer hizmetleri idari binası ve antreposu, sürdürülebilir tasarım, inşaat ve işletme kriterleri ile dizayn edilmiş LEED Sertifikalı (Leadership in Energy and Environmental Design) yapılardır. Bununla birlikte 2022-2025 Karbonsuzlaşma Yol Haritası ile  “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, Güneş Enerjisi, LED Aydınlatma Dönüşümü, Akü ile Çalışan Araçlar, Bina Yönetim Sistemi ile Enerji Tasarrufu, Yenilenebilir Enerji Temini” çalışmalarıyla enerji verimliği ve karbonsuzlaşma hedeflerini yayınlamıştır.

TAV Havalimanları’nda faaliyetler sırasında ortaya çıkan çevresel riskleri en aza indirmek, yönetmek ve izlemek için sistematik süreçler içeren Çevre Yönetim Sistemleri işletilmektedir.

Çevresel sürdürülebilirliğin kritik uygulama aracı olan yönetim sistemi ile TAV Havalimanlarının çevre yönetimi konusundaki deneyimlerinin tüm Grup şirketlerine yayılımı ve kalibrasyonu amaçlanmaktadır.

TAV Havalimanları faaliyet gösterdiği alanlarda biyoçeşitliliğe olan etkileri ve bağımlılıkları konusunda artan bir farkındalıkla, Groupe ADP ile uyumlu olarak, biyoçeşitliliğin korunması için taahhütlerini Act4Nature International üzerinden açıklamıştır. Ana faaliyetlerinin biyoçeşitlilik ayak izini değerlendirmek ve biyolojik çeşitliliği operasyonel karar verme süreçlerine entegre etmek için bir süreç tasarımı amaçlanmaktadır. Tav Havalimanları Holding'in biyoçeşitliliği koruma stratejisi, operasyonel faaliyetler sırasında oluşan etkinin azaltılmasına dayanmaktadır. İklim değişikliği ile mücadele bunun en temel ilkelerinden biridir. İklim değişikliği sırasında en belirgin ve doğrudan etki biyolojik çeşitlilik üzerindedir. Yapılan çalışmalar ve karbonla mücadele bunun en güzel kanıtıdır. Biyoçeşitliliğin korunması açısından ilgili ulusal/uluslararası yönetmeliklere/yasalara uyum sağlarken, biyoçeşitlilik odağında başlıca biyoçeşitliliği koruma yöntemleri, kaçınma stratejileri, biyoçeşitlilik üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirmenin yolları ve çevresel etki azaltma önlemleri ana amaç olarak belirlenmiştir.